Yükleniyor

Turizmcinin umudu “altın sonbahar”

Pandemi öncesi ve sonrası turizmde "parlayan yıldız" haline gelen Türkiye, pahalı algısı nedeniyle, 2025 sezonunda hedefleri yakalayamadı. Avrupalı acentelerin bu nedenle Türkiye satışlarında ‘temkinli’ davrandığı belirtildi. Yaz sezonunda hedeflerini tutturamayan turizmcinin umudu ‘altın sonbahar’da…



Ekonomim’den Fikri Cinokur’un haberine göre Dünya Kardeş Kentler Turizm Forumu Genel Sekreteri ve turizm profesyoneli Hüseyin Baraner, pahalılık, bölgedeki siyasi gerginlikler, personel krizi ve çeşitli uygulamalar nedeniyle turizmde parlayan yıldız haline gelen Türkiye’nin 2025 yılında zorluklarla boğuşan ülke konumuna düştüğünü bildirdi.

Döviz kurlarındaki dalgalanmalar, yükselen fiyatlar ve maliyet artışları ile personel sıkıntısının 2025’de daha belirgin hale geldiğini ifade eden Baraner, şunları kaydetti:

‘’Antalya, Bodrum ve Çeşme gibi popüler destinasyonlarda oteller dolu görünse de kar marjları eriyor, erken rezervasyon avantajını kayboluyor, Avrupa’daki seyahat acenteleri Türkiye satışlarında temkinli davranıyor. Avrupalı turist, Türkiye algısını yeniden sorgulamaya başladı. Türkiye, turistler için artık ‘ucuz ve kaliteli tatil ülkesi’ değil. Pahalı bir destinasyon haline geldi. Alman ve Hollandalılar Balkanlar, Mısır, Tunus ve Fas’a kaydı. İngilizler Kuzey Afrika’ya yöneldi.’’

Türk orta sınıfının tatilini Midilli, Sakız, Rodos gibi Yunan adalarında geçirmeye başladığına dikkat çeken Baraner, ‘’Sezon boyunca, fiyat artışları ve hizmet kalitesi endişeleri turist tercihlerini doğrudan etkiledi. Antalya’da bir aile tatili artık İspanya’dan daha pahalıya gelirken, Bodrum ve Çeşme’de akşam yemekleri Avrupa fiyat seviyelerine ulaşıyor. İç turizm de baskı altında. Orta gelirli aileler geleneksel tatil rotalarına ulaşmakta zorlanıyor.’’ dedi.

Gelecek yıl turizm sezonu için önerilerini de paylaşan Hüseyin Baraner, Türkiye turizminin kalıcı ve güçlü hale gelmesi için 2026’da fiyat ve imaj dengesinin sağlanması gerektiğini dile getirdi. Pazarlama stratejilerinin geliştirilmesi ve insana yatırım yapılması ve yeni pazarların geliştirilmesi gerektiğini anlatan Baraner, şöyle devam etti:

‘’Avrupa’daki seyahat acenteleri, Türkiye satışlarında temkinli davranıyor. En büyük kırılma noktalarından biri, Avrupa’daki seyahat acentelerinin güven kaybı oldu. Almanya, Avusturya ve Hollanda’daki acenteler, Türkiye satışlarında mesafeli davrandı. Fiyatlarla sürekli oynandı. Sezon başında erken rezervasyon yapan müşteri birkaç ay sonra aynı oteli daha ucuza buldu ya da aynı paraya daha düşük hizmet almak zorunda kaldı. Böylece erken rezervasyon güvenilirliğini kaybetti. Bazı otellerin doğrudan acente müşterilerini arayarak indirim ve düşük fiyat teklif etmesi, acentelerin Türkiye’ye olan güvenini daha da zedeledi.’’

Erken rezervasyonda güven sağlanmalı

Fiyat stratejisinde öncelikle erken rezervasyon güvenini yeniden sağlamak olduğunu vurgulayan Baraner, özetle şu önerilerde

bulundu:

‘’Fiyat-kalite dengesi kurulmalı ve yabancı ile yerliye ayrı fiyat uygulamaları kaldırılmalıdır. Rakip ülkelerle düzenli fiyat kıyaslamaları yapılmalı. Menü ve hizmet fiyatlarında şeffaflık sağlanmalı, fahiş fiyat denetimleri sıklaştırılmalıdır. Kardeş şehir projeleri ve sivil toplum kuruluşlarının sahadaki etkinlikleri artırılmalı. Kültürel etkinlikler ve toplumlar arası buluşmalar yaygınlaştırılmalı. Avrupa kamuoyuna yönelik kriz iletişimi profesyonelce yürütülmeli. Personeli tutmak için 12 ay istihdam modeli geliştirilmeli. Uluslararası turizm akademileri kurulmalı. Türkiye’nin turizm eğitimi marka olmalı. Ücretler ve çalışma koşulları iyileştirilmeli. Lojman koşulları standarda bağlanmalı.2026’da Çin ve Hindistan için büyük tanıtım seferberliği başlatılmalı. 2025, Türk turizmi için yalnızca bir kriz değil, aynı zamanda uyarı yılı oldu. Bu uyarıyı dikkate almazsak, Türkiye günü kurtarır ama geleceğini kaybeder.’’

Turizmde ‘altın sonbahar’ umudu

Antalya Kent Konseyi Turizm Grubu Başkanı ve NBK Touristik Genel Müdürü Recep Yavuz da “Bu yıl dünya genelinde turist sayısında rekor artış var, ancak aynı zamanda tarihimizin en pahalı tatilini yaşadık.” dedi.

Dünya turizminde 2025’de rekor sayılar yaşanacağına dikkat çeken Yavuz, şunları kaydetti:

‘’2019 yılında 1,5 milyar sınırına ulaşan turist sayısı, pandemi sonrası yeniden yükselişe geçti. 2025 yılında seyahat eden turist sayısı 1,5 milyarın üzerine çıkarak rekora ulaştı. 2025 yılı dünya turizminin rekor yılı olacak. Ancak turist sayısı artarken, memnuniyet aynı oranda artmıyor. Çünkü tek konu pahalılık.”

Yaz sezonunda hedeflerini tutturamayan turizmcilerin Eylül itibarıyla sezonun çocuklu ailelerden çok emekliler ve fiyat avantajı arayan turistlerle devam edeceğini belirten Yavuz, ‘’Ekim ayında Avrupa’daki sonbahar tatilinin etkisiyle yoğunluk daha da artabilecek, bu yıl gelmeyen turistler Ekim ayını bekliyor. Belki de turizmde tarihin en iyi ekim ayı yaşanabilecek’’ dedi.

2025 en pahalı tatil yılı

2025 yılının, uçak biletlerinden otellere, şezlong ücretlerinden müze girişlerine kadar tüm kalemlerde rekor zamların yaşandığı bir yıl olduğuna dikkat çeken Recep Yavuz, sözlerini şöyle tamamladı:

‘’Turist, tatil sırasında havalimanı yiyeceklerinden, uçak biletlerine, otel rezervasyonlarından, transfer ve araç kiralamaya, ören yeri girişlerinden, restoran, plaj ve alışveriş harcamalarına kadar her alanda yüksek fiyatlarla karşılaştı. Yunanistan konaklama vergileri gece başı 10 Euro, müze ve ören yerleri yüzde 66 zamlandı100 milyon turist bekleyen İspanya’da otel fiyatları yüzde 23 arttı. İtalya’da uçak fiyatları yüzde 80, otel fiyatları yüzde 40 arttı. Türkiye’de paket tatil fiyatları yüzde 10-30 arttı. TÜİK’e göre otel ve restoran fiyatları yıllık yüzde 48 yükseldi. Türkiye artık ‘uygun fiyat – iyi hizmet’ imajından uzaklaşıp, ‘yüksek fiyat – iyi hizmet’ ülkesi haline geldi. Bu durum en büyük rekabet avantajımızı kaybetmemize yol açıyor. Fiyat artışlarının ana nedeni talep ve maliyetlerin yüksek olması.’’


Turizm Proje Dergisi 2021 - Tüm Hakları Saklıdır.