Ülke turizmine 50 yılı aşkın süredir katkıda bulunmuş bir ailenin markası JOLLY olarak, sektörde         36’ıncı yılımızı tamamlamaktayız. Kuruluşumuzdan bu yana Türk Turizminin büyümesi, gelişmesi adına var gücümüzle çalıştık. Yıllardır tatil lüks değil bir ihtiyaçtır dedik. Herkesin sosyal hayatında, iş hayatında, ev hayatında güzel bir tatilden sonra çok daha olumlu gelişmeler olacağını ifade ettik. Hatta daha da ileri gittik ve reçeteye tatil yazın dedik. Tatilin deniz, güneş, kumdan ibaret olmadığını, kültür turlarımızı çeşitlendirerek, kış turizmini canlandırarak, yurt dışı turlarımızı çeşitlendirerek her bireye yılın her ayında turizmin aktif bir üyesi olma imkanını sağladık. Sektör olarak büyüdük, hedef yükselttik. Sektördeki tüm paydaşlarımızla da omuz omuza, el elele ve hızla büyümeye devam ediyoruz.

Bugüne dek, başta T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı olmak üzere, devletimizin aldığı tüm kararlara ve uygulamalara destek verdik. Şüphesiz, Türkiye olarak kolay bir dönemden geçmiyoruz. Bu zorlu sınavı yine elele, birlikten kuvvet doğar diyerek aşacağız. Ancak bugün itibariyle, BDDK' nın havayolları, seyahat acenteleri ve konaklama ile ilgili yurt dışı kredi kartı harcamalarında taksitlendirme sınırı getirmesi kararı ile ilgili ciddi bir hayal kırıklığı yaşamaktayız. Mevcut ekonomik ortamda, ortalama iki kişilik tur maliyetini tek seferde nakit olarak ödeyecek kişi sayısı çok az olduğu için, taksitlendirme seçeneği birinci tercih sebebiydi. Zaten bir süredir süregelen vize sorunlarına ek, BDKK'nın bu kararı sektöre büyük bir darbe vuracak ve telafi edilemez yaralar oluşturacaktır.

Bir başka üzüntümüz de Yavru Vatan Kuzey Kıbrıs’ın da bu uygulama dahilinde değerlendirilmesi olmuştur. Yıllardır Kıbrıs’ın yurtdışı olarak kabul edilmemesi ve yurt dışı uygulamaları çerçevesinde değerlendirilmemesi gerektiği noktasında görüşlerimizi dile getiriyoruz. Yavru Vatan Kıbrıs 'a verdiğimiz ekonomik desteğin, yine bu kararla, büyük darbe yiyeceğinden ciddi endişe duyuyoruz. Göz bebeğimiz Kıbrıs'da faaliyet gösteren otellerin ve yerel halkın temel geçim kaynağının turizm ve Türkiye' den gelen misafir sayısı olduğunun bir kez daha önemle altını çizmek isteriz. 

Her açıdan şüphesiz iyi niyetle ancak farklı noktalarda yaratacağı olumsuz sonuçlar gözden kaçırılarak alınmış olabilecek bu karardan ötürü büyük endişe duyuyoruz. En kısa sürede turizm sektöründe telafi edilemez zararlara yol açacak karardan dönülmesini ve turizm sektörüne gereken motivasyonun sağlanmasını yetkili birimlerden talep ediyoruz. Unutulmamalıdır ki, bacasız sanayi turizm, Türkiye ekonomisi için çok büyük öneme sahip; Türkiye’nin büyüme ve kalkınmasına katkı sağlayan “olmazsa olmaz” sektörlerden biridir.