Spa & Wellness konseptli gerek doğa içindeki eşsiz konumlarıyla resort otellerimiz gerekse hem iş hem de turistik seyahatler için oldukça avantajlı lokasyonlarıyla şehir otellerimiz, günlük stresten ve yorgunluktan uzaklaşmak, fiziksel ve zihinsel sağlığını desteklemek, yaşam kalitesini yükseltmek, bütünsel bir yenilenme deneyimi yaşayarak, sağlıklı yaşam kültürünü merkezine almak isteyen bilinçli misafirlerini üst segment hizmet anlayışıyla ağırlıyorlar.
Lüks segment otellerimizin, farklı metrekarelerdeki Spa & Wellness alanları, bünyelerinde barındırdıkları, kadın - erkekler için ayrı ayrı ve çiftler için özel tasarlanan termal havuzları, açık ve kapalı yüzme havuzları, çocuk havuzları, Türk hamamı, sauna, buhar odası, masaj ve cilt bakım odaları, buz odası, yağmur duşları, VIP odaları, dinlenme alanları, Vitamin bar ve modern fitness salonları gibi pek çok alanlarıyla zengin bir donanıma sahipler. Misafirlerine sadece klasik hizmetleri değil, aynı zamanda benzersiz Uzakdoğulu uzman terapistleri eşliğinde klasik, aromaterapi, derin doku gibi çeşitli masaj terapileri, sıcak taş masajları, güzellik sektörünün en seçkin ve prestijli markalarıyla uygulanan özel cilt bakımlarıyla ve otantik hamam ritüelleriyle bütünsel bir deneyim yaşatırken, yoga ve pilates gibi kişiye özel egzersiz ve ders seçenekleri de sunuyorlar. İleri seviye fitness cihazları ile donatılan spor salonlarında spor imkanı sunarken ayrıca tenis, futbol, basketbol gibi spor tesisleriyle de spor deneyimini en üst seviyede yaşatıyorlar.
Sektör profesyonelleri misafirlerinin sadece bir hizmet almış olmadıklarını; kendilerine ayırdıkları zamanı anlamlı bir yenilenmeye dönüştürdüklerini belirtiyorlar
Son yıllarda Spa & Wellness hizmetlerinin havuz, sauna, masaj hizmetlerinden bağımsız birçok alanı da bünyesine alan bir sentez oluşturduğunu belirten sektör profesyonelleri, alanında profesyonel ekipleriyle her yeniliği titizlikle takip edip ve hizmet içeriklerine entegre ettiklerini ifade ediyorlar. En çok talep gören hizmetlerinin arasında aromaterapi, sıcak taş ve derin doku masajlarının stresi azaltma, enerji dengeleme ve derin gevşeme açısından sıkça tercih edildiğini, zihinsel ve fiziksel rahatlama arayan misafirlerinin, özellikle anti-stres masajlarını ve cilt bakımı uygulamalarını sıklıkla tercih ettiğini, VIP bakım odalarında sunulan çiftlere özel ritüellerin hem yerli hem yabancı misafirler tarafından yoğun ilgi görmekte olduğunu belirtiyorlar. Özellikle Türk hamamı ve geleneksel kese-köpük ritüellerinin, yabancı misafirlerimizin ilgisini çeken kültürel deneyimler arasında olduğunu vurguluyorlar.
Misafirlerinin sadece bir hizmet almış olmadıklarını; kendilerine ayırdıkları zamanı anlamlı bir yenilenmeye dönüştürdüklerini belirtiyorlar. Herkesin “iyi oluş” tanımının farklı olduğunu belirten sektör temsilcileri, yalnızca tek bir hizmete değil, farklı beklentilere hitap eden çok yönlü bir deneyim sunmaya odaklandıklarını ve uzun dönemli üyelik programlarının da özellikle şehirde yaşayan misafirleri tarafından tercih edildiğini açıklıyorlar. Sektör temsilcileri misafirlerinin yaş aralığında geniş bir skala olduğunu, genel itibarıyla 30 – 60 yaş ağırlıklı bir tablo görülmekle birlikte zamanla kendine yatırım yapmayı önemseyen 25–35 yaş arası misafirlerin oranında belirgin şekilde artış olduğunu ifade ediyorlar. Bu yeni nesil misafir profilinin, ritüel temelli bakımlara, sürdürülebilir ürünlere ve deneyim odaklı hizmetlere büyük önem verdiğini belirtiyorlar. Genel olarak kadın misafirlerin büyük bir oranı temsil etse de zaman içinde profilin daha dengeli ve çeşitlenmiş bir yapıya dönüştüğünün; bugün hem kadın hem de erkek misafirlerin oranının büyük ölçüde eşitlenmiş durumda olduğunu ve bu değişimin, bakımların sadece estetik değil aynı zamanda zihinsel ve ruhsal rahatlama aracı olarak görülmeye başlanmasının bir yansıması olduğunu vurguluyorlar. Yerli misafir profilinde hafta içi genellikle iş yaşantılarındaki streslerini atabilmek için üst düzey yönetici ve iş insanı misafirlerini, hafta sonu ve resmi tatillerde ise ağırlıklı olarak aileleri ile gelen misafirlerini ağırladıklarını açıklıyorlar. Yurt dışından ise Ortadoğu ve Almanya, İsviçre, Belçika, İngiltere, Hollanda olmak üzere Avrupa’dan gelen konuklarından talep aldıklarını belirtiyorlar.
Spa & Wellness sektörü, ülkemizde gelişmekte olan bir sektör olmakla birlikte aslında zengin doğal termal kaynaklar, coğrafi özellikler, geleneksel Türk hamam konsepti ve modern tesisleri açısından bakılırsa henüz potansiyeline ulaşabilmiş değildir
Sektör temsilcileri, ülkemizin doğal kaynakları, termal zenginliği ve kültürel hamam geleneği ile Spa & Wellness turizmi açısından büyük bir potansiyele sahip olduğunu, uygun fiyat politikası, kültürel çeşitliliği ve zengin içerik sunumu sayesinde özellikle belirli pazarlarda dikkat çekici bir rekabet avantajı yakaladığını, son yıllarda sektörde ciddi bir gelişme olduğunu belirtiyorlar. Tesislerinde doğayla uyumlu tasarım, sürdürülebilir uygulamalar ve kişiselleştirilmiş sağlık & Spa deneyimleri sunarak, sadece bir tatil değil, bütünsel bir yenilenme alanı yarattıklarını açıklıyorlar. Bununla birlikte tüm bu artılara rağmen sektörün istenilen konumda bulunmadığını vurgulayarak yapılması gerekenleri paylaşıyorlar:
-Global anlamda daha fazla görünürlük kazanmak ve bu potansiyeli daha da ileriye taşımak adına; sürdürülebilirlik, dijitalleşme ve hizmet kalitesi gibi alanlarda yapılacak yatırımlar büyük fırsatlar sunabilir. Türkiye’nin bu alanda global ölçekte daha güçlü bir konum elde etmesi için çok sağlam bir zemini var.
-Sahip olduğumuz potansiyelin daha sürdürülebilir ve markalaşmış hizmetler ile desteklenmesi gerekir. Global pazarda Tayland, Bali gibi destinasyonlarla yarışabilmek için kalite, hizmet standardı ve uzman insan kaynağına yatırım şarttır.
-Türkiye’nin wellness turizmindeki konumunu daha da güçlendirmesi için uluslararası tanıtım faaliyetlerinin artırılması ve kültürel mirasımızın modern yaklaşımlarla harmanlanması gerekir.
-Tesisleşme ve altyapı yatırımlarının artırılması, bölgenin turizm potansiyelini önemli ölçüde yükseltebilir. İnsanlar bu bölgeleri keşfetmeye başladıkça, ilgi ve talep de artacaktır. Ayrıca, bu sürecin teknolojiyle entegre bir şekilde yürütülmesi, yatırımların daha verimli ve sürdürülebilir olmasını sağlayabilir. Süreçte gerek devletin turizm politikasında durduğu nokta gerekse işletmecilerin konuya hassasiyetle yaklaşımları sektörün gelişimine katkı sağlayabilir.
“Bu sektörde gerçek çözüm ‘insan’ odaklı yaklaşımdır hem çalışan memnuniyeti hem de misafir deneyimi aynı öncelikle ele alınmalıdır”
Spa ve wellness sektörü olarak en çok karşılaştıkları sorunların başında nitelikli personel bulma zorluğunun geldiğini ifade eden sektör profesyonelleri, bununla birlikte, sektörün yeterince markalaşamamış olması ve ulusal ya da uluslararası alanda tanıtım eksiklikleri ve hizmet standizasyonun oluşmamış olmasının da önemli birer başlık olduğunu anlatıyorlar. Eğitimli ve kalifiye terapist bulmakta yaşanan zorluk konusunda özellikle yerli terapist sayısının az olmasının işletmeler için rekabetçi ortamda ücret artışı gibi maliyetler yaratabildiğini; aynı şekilde yabancı personel temininin de bir o kadar zorlu ve maliyetli olabildiğini açıklıyorlar. Eğitimli terapist sayısı sınırlı, sektördeki sirkülasyonun ise oldukça yüksek olduğuna vurgu yaparak, bu durumun, hizmette standartlaşma baskısı yarattığını; oysa Spa deneyiminin kişiye özel olması gerektiğini belirtiyorlar. Sorununun çözümü bağlamında mesleki eğitim ve sertifikasyon programlarının desteklenmesi ve turizm okullarında Spa & Wellness programlarının artırılması, yurt dışı akademilerle iş birlikleri yapılması, akreditasyon sistemlerinin güçlendirilmesi gerektiğini belirtiyorlar. Bununla birlikte işletmelerin de eğitim ve gelişim programları düzenleyerek, çalışanlarını motive etmesi ve kariyer fırsatları sunarak, çalışan sadakatini arttırmaya yönelik planlamalar yapmasının önemine vurgu yapıyorlar. Ayrıca sektörde kalite standartlarının regülasyona kavuşması gerektiğini belirten sektör temsilcileri enflasyonun yüksek olması nedeniyle rekabet ettikleri ülkelere göre hizmet-fiyat kalitesinin düşük seyrettiğini ifade ediyorlar. 2025’te, birinci önceliklerinin misafir memnuniyeti olduğunu belirten sektör profesyonelleri, terapist eğitimlerine yatırım yaparak hizmet kalitelerini artırmayı, yurt içi ve yurt dışı pazar paylarını genişletmeyi, ulusal ve uluslararası platformlarda marka bilinirliklerini artırmayı, sürdürülebilir ürün kullanımı konusunda daha bilinçli bir yapı kurmayı ve Spa operasyonlarını çevre dostu uygulamalarla desteklemeyi, sürdürülebilir turizm çerçevesinde doğal kaynaklarımızı koruyarak gelecek nesillere daha yaşanılabilir bir dünya bırakmayı hedeflediklerini belirtiyorlar.
Turizm Proje Dergisi
Otellerin konu ile ilgili görüş ve değerlendirmelerine aşağıdaki linke tıklayarak "Turizm Proje" Dergisi Haziran 2025 sayısından ulaşabilirsiniz.
Turizm Proje Dergisi Haziran 2025