Türkiye Seyahat Acentaları Birliği’nin Olağanüstü Genel Kurulu, 27 Mayıs 2025’te Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda gerçekleştirildi. Birliğin merkez binası ile icrada olan varlıkların geri alınması gündemiyle toplanan olağanüstü genel kurulda, tüm taşınmazların geri alımı, katılımcıların tamamına yakın kısmının oyuyla kabul edildi. Olağanüstü Genel Kurulu’nda konuşan Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Firuz Bağlıkaya, “Birliğimizin menfaatlerini en üst düzeyde koruyacak adımlar atacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın” dedi.
Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda çok sayıda seyahat acentasının katılımıyla gerçekleştirilen Türkiye Seyahat Acentaları Birliği’nin Olağanüstü Genel Kurulu, tek gündemle toplandı. Olağanüstü Genel Kurul’da Birliğin merkez binası ile icrada olan varlıkların geri alınması konusundaki yetkinin TÜRSAB Yönetim Kurulu’na verilmesi, üyelerin onayına sunuldu.
Hasan Eker taşınmazları Birliğe kazandırılmasında çaba gösterenlere teşekkür etti
Kültür ve Turizm Bakanlığı Yatırım ve İşletmeler Genel Müdürlüğü Seyahat Acentaları Daire Başkanı Duran Çona ve Tarifeli Turizm Destek Şube Müdürü Ertuğrul Yılmaz’ın Kültür ve Turizm Bakanlığı’nı temsilen katıldığı Olağanüstü Genel Kurulun Divan Başkanlığını Soner Bacaksız yaptı. Divan Heyeti ise Gülşen Erice, Uğur Hasbahçeli, Kıvanç Meriç, Özgür Ildır Öksüz’den oluştu.
Olağanüstü Genel Kurulu’nun açılışında bir konuşma yaparak Birlik tarafından alınması için yetki istenen taşınmazlar konusunda haziruna bilgi veren TÜRSAB Başkan Yardımcısı Hasan Eker, TÜRSAB’ın taşınmazlarının Birliğe kazandırılması için yoğun çaba gösteren herkese teşekkür etti.
Bağlıkaya: “Taşınmazların satın alınması yeni bir gündem değil”
Genel Kurul’un açılışında üyelere hitap eden TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya ise seyahat acentalarının; istihdama, ekonomiye, ülkenin kalkınmasına omuz verdiğini ve Türk turizmini zirveye taşıdığına işaret ederek, “Seyahat acentalarını görmezden gelenlere, turizmi sadece kendi otellerinden ibaret sayanlara, emeğimizi küçümseyenlere karşı dimdik duran, mesleğini ve geleceğini savunan değerli dostlarım, hoş geldiniz, şeref verdiniz” dedi.
Konuşmasında çok önemli bir gündem maddesini konuşmak için bir araya geldiklerini hatırlatan Bağlıkaya, sözlerine şöyle devam etti:
“Geçmiş dönemlerde TÜRSAB Limited Şirketinin borçlarına karşılık kefalet gösterilen ve şu an icra yoluyla satışa çıkmak üzere olan Birliğimize ait taşınmazların satın alınması konusunda sizlerden yetki istiyoruz. Bu mesele ne yeni bir gündem ne de ani bir karar. 2020 yılında da bu yönde planladığımız olağanüstü genel kurul pandemi nedeniyle iptal edilmişti. 2022 yılındaki Genel Kurulumuzda yine bu maddeler gündemdeydi, ancak yaşanan kürsü işgalleri nedeniyle görüşülememişti. Bu nedenle burada yapılacak oylama bir tercih değil, bir zorunluluğun gereğidir. Tapusu alınmamış bir bina için son taksiti ödeyeceğiz. Tapumuzu alalım mı almayalım mı, bunu siz değerli üyelerimize soracağız. İcraya çıkan binaları alalım mı almayalım mı, bunu bu kurumun sahibi olan sizlerle konuşacağız.
Bu kadar net, bu kadar şeffaf bir durum dahi haftalardır manipüle ediliyor, akla hayale gelmedik itham ve iftiralarla karşı karşıya bırakılıyoruz. Bu süreç bize maalesef nasıl bir anlayışla karşı karşıya olduğumuzu da bir kez daha hatırlattı. Bugün burada alınacak karar ve söylenecek her bir söz, tarihi bir vesika olarak arşivlerde yerini alacak.”
Taşınmazların satın alınması yetki hazirunun tamamına yakınının oyuyla TÜRSAB Yönetimine verildi”
Açılış konuşmalarının ardından Olağanüstü Genel Kurul gündemindeki taşınmazların alımı konusunda lehte ve aleyhte konuşmalar gerçekleştirildi. Sonrasında geçilen oylamada ise hazirunun tamamına yakın kısmının desteğiyle söz konusu taşınmazların satın alınmasıyla ilgili yetki TÜRSAB Yönetim Kurulu’na verildi.
Bağlıkaya: Birliğimizin menfaatlerini en üst düzeyde koruyacak adımlar atacağız”
Olağanüstü Genel Kurulu’ndan çıkan sonucun mevcut yönetime duyulan güveni ve desteği açık biçimde gösterdiğini ifade eden Bağlıkaya, “Bu Olağanüstü Genel Kurul'dan çıkan kararlar; içinde bulundukları, hatta bir zamanlar yönetiminde yer aldıkları TÜRSAB'a saldıranlara, uydurdukları itham ve iftiralarla Birliğimizi itibarsızlaştırmaya çalışanlara da en güzel cevap oldu. Üzerimizdeki sorumluluğun ne kadar büyük olduğunu bizlere bir kez daha hatırlattı. Aldığımız bu yetkiyle, Birliğimizin menfaatlerini en üst düzeyde koruyacak adımlar atacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın” diye konuştu.
Firuz Bağlıkaya: “Umre yapan tüm acentalarının Hac yapabilmesi gerektiğini söylüyoruz. Bütün feveranları bu yüzden”
Yönetim olarak her türlü eleştiriye de açık olduklarına dikkat çeken Bağlıkaya, sözlerine şöyle devam etti:
“Kendi yaptıkları işlerle ilgili eleştiriye açık olmayan, eleştirdiğinizde tehdit eden size her türlü kumpası kuran küçük bir grup var. Son günlerde durmadan bir şeyler yayınlayıp gündemde yer almak istiyorlar. Aslında sayıları koskoca TÜRSAB üyeleri arasında çok değil ama yaptıkları işin pastasından aldıkları pay çok büyük. Hac işinde suyun başını tutanları kastediyorum. Kimisi onlara hac baronları diyor. Türkiye'ye verilen toplam hac kotasının %40'ını kullanan 177 kişi. Bakmayın 250 acenta göründüğüne, bazılarının iki, hatta üç acentası var. 34 bin Hacı adayını bu 177 kişi kutsal topraklara götürüyor. Yani 85 milyona hizmet eden koskoca Diyanet İşleri Başkanlığı, 50 bin kişiyi hacca götürüyor. Hesap edin bu 177 acentanın kendine sağladığı avantajı. Bunun haksızlık olduğunu. Umre yapan tüm acentalarının Hac yapabilmesi gerektiğini söylüyoruz. Yani seyahat acentalarına ayrılan kotayı 177 kişi değil 900 kişi kullansın diyoruz. Bütün feveranları bu yüzden... Kendi yaptıkları işe yeni acentaların giriş şartlarını da kendileri belirliyorlar.
Neler yaptıklarını, neler yapmaya çalıştıklarını, şu anda bile kimlerle ne hazırlıklar içinde olduklarını da biliyoruz. Söylenecek daha çok şey var da… İtiraz edenlere 3-5 hac vizesi vererek susturan hac vizesini baskı unsuru olarak kullananlar. Durmaksızın seviyesiz iftiralarını tekrarlayarak, maşalarına tekrarlatarak bizi kirli göstermeyi başaramazlar. Biz abdestimizden eminiz. Biz kaçmayız, biz yılmayız, bizim gücümüz haklılığımızdan gelir. Biz namerde pabuç bırakmayız. Sonuna kadar siz meslektaşlarımızın hizmetindeyiz.”